Gebelik Kayıpları Nedir?
Gebelik kaybı, gebeliğin 20. haftadan önce düşükle sonlanması durumudur. Klinik olarak fark edilen gebeliklerin yaklaşık %10–15’i düşükle sonuçlanır.
Gebelik kayıplarının %50–75’inde genetik faktörler sorumludur. Bunlar çoğunlukla embriyonun kromozom sayısında veya yapısında bozukluk olmasından kaynaklanır.
Özellikle 3 veya daha fazla gebelik kaybı yaşayan kadınlar, üreme çağındaki kadınların yaklaşık %1’ini oluşturur ve bu durum tekrarlayan gebelik kayıpları olarak adlandırılır.
Gebelik Kayıpları Ne Zaman Araştırılmalı?
Gebelik kayıplarının nedenini ortaya koymak için bazı durumlarda erken dönemde detaylı inceleme yapılması önem taşır. Özellikle embriyoda kalp atımı görülmesine rağmen kayıp yaşanmışsa, bu durum altta yatan sorunların varlığına işaret edebilir.
Önceki gebelik kaybında yapılan karyotip analizinde (kromozom incelemesi) normal sonuç raporlanmışsa ve anne yaşı 35’in üzerindeyse, daha kapsamlı bir araştırma yapılması önerilir. Ayrıca anne adayında infertilite (kısırlık) öyküsü varsa veya anne ya da babada karyotip bozukluğu tespit edilmişse, ileri tetkikler gündeme gelir.
Günümüzde ardışık iki gebelik kaybı, tanısal araştırmaya başlamak için yeterli kabul edilir. Böylece sonraki gebeliklerin planlanması ve gerekli önlemlerin alınması daha etkin şekilde sağlanabilir.
Nedenleri Nelerdir?
Gebelik kayıplarının pek çok farklı nedeni olabilir. Bunlardan en sık rastlananı anatomik faktörlerdir. Anne adayının rahminde doğuştan gelen yapısal sorunlar gebeliğin devamını zorlaştırabilir.
Doğuştan gelen rahim anomalileri arasında şunlar yer alır:
- Uterus septum (rahmin içinde perde olması)
- Unicornuate uterus (rahmin tek taraflı gelişmesi)
- Uterine didelphys (çift rahim)
- Bicornuate uterus (kalp şeklinde rahim)
Ayrıca sonradan kazanılmış miyomlar ve rahim içi yapışıklıklar da gebelik kayıplarına zemin hazırlayabilir.
Önemli bir diğer grup bağışıklık sistemi ile ilgili faktörlerdir. Sistemik lupus eritematozus gibi otoimmün hastalıklar veya antifosfolipid sendromu kanın pıhtılaşmasını tetikleyerek plasenta dolaşımını bozabilir ve gebeliğin erken kaybına neden olabilir.
Doğuştan gelen trombofili (pıhtılaşma eğilimi) bozuklukları da gebelik kaybı riskini artırır. Bu durumlarda kan akışı bozulur, embriyonun beslenmesi engellenir ve düşük meydana gelebilir.
Tanıda Hangi Testler Yapılır?
Gebelik kaybının nedenini belirlemek için bazı ileri testlerin yapılması gerekir. Anne ve baba adaylarından karyotip analizi için kan örneği alınarak kromozom yapısı incelenir.
Anne adayının rahminde anatomik bir sorun olup olmadığını anlamak için:
- 4 boyutlu ultrasonografi
- Histerosalpingografi (rahim ve tüplerin ilaçlı filmi)
- Histeroskopi (kamera ile rahim içinin detaylı incelenmesi)
- Laparoskopi gibi yöntemler uygulanabilir.
Ayrıca doğuştan veya sonradan gelişmiş trombofili (pıhtılaşma bozuklukları) ve bağışıklık sistemi sorunlarını araştırmak için anne adayından alınan kan örneklerinde trombofili paneli çalışılır.
Tekrarlayan gebelik kaybı sonrası yeniden gebelik oluşursa, bazı girişimsel işlemlerle bebeğin kromozomları incelenebilir. Bunlar:
- Amniyosentez (bebeğin suyundan örnek alma)
- Koryon villüs örneklemesi
- Kordosentez (bebeğin göbek kordonundan örnek alma)
Bu yöntemler sayesinde gebelik materyalinin kromozom yapısı hakkında kesin bilgi elde edilir.