Doğumsal kalp hastalıkları, anne karnındaki bebeklerde en sık görülen anormallikler arasında ilk sırada yer alır. Toplumda her 100 bebekten birinde bu sorun görülmektedir. Yenidoğan döneminde, ilk 30 gün içindeki bebek ölümlerinin %15’i doğumsal kalp hastalıklarından kaynaklanır.
Doğumsal kalp hastalıklarının nedenlerini, tanı yöntemlerini ve bu alandaki son gelişmeleri anlamak, erken teşhis ve tedavi açısından büyük önem taşır.
Doğumsal Kalp Hastalıkları En Çok Kimlerde Görülüyor?
Doğumsal kalp hastalıklarının %90’ı düşük risk grubundaki normal gebeliklerde ortaya çıkar. Ancak yüksek risk grubunda görülme sıklığı belirgin şekilde arttığı için bu gruptaki anne adaylarının dikkatle belirlenmesi gerekir.
Risk Faktörleri
Aşağıdaki durumlar, doğumsal kalp hastalığı riskini artırır:
- Bebeğin anne veya babasında doğumsal kalp hastalığı olması
- Önceki gebelikte bebeğin bu nedenle kaybedilmesi
- Annenin gebelikte ilaç kullanması
- Gebelikte erken dönemde yoğun radyasyona maruz kalmak (CT ve tomografi gibi)
- Anne karnında geçirilen enfeksiyonlar
- Tüp bebek yöntemleriyle elde edilen gebelikler
- Kromozom anormallikleri
Bu riskleri taşıyan kadınlarda doğumsal kalp hastalığı oranı %2–5 arasında değişir. Yani her 100 yüksek riskli bebekten 2–5’inde kalp anomalisi gelişebilir.
Teşhis
Anne karnındaki kalp hastalıkları şu yöntemlerle tespit edilir:
- Ultrasonografi
- Fetal ekokardiyografi
- Renkli Doppler incelemeleri
Fetal ekokardiyografi genellikle gebeliğin 20–24. haftaları arasında yapılır. Dünyada tanı koyma oranı merkezlere göre %10–80 arasında değişir. En iyi merkezlerde bile tanı gücü %70–80’e ulaşmaktadır.
Tanı oranı kullanılan yönteme göre artar:
- Dört boşluk görüntüleme: %20–40
- Büyük damar görüntüleme: %50–60
- Üç damar kesiti ve renkli Doppler: %80’e kadar
Tüm gebelik muayenelerinde kalp, beyin, böbrekler, mide-bağırsak ve iskelet sistemi detaylı ultrasonografiyle incelenmelidir. Pediatrik kardiyoloji ve radyoloji uzmanlarının desteği önem taşır.
Anormallik Tespiti
Kalp anormallikleri saptandığında gebelik ve doğum yönetimi şekillenir. Eğer doğum sonrası ameliyatla yaşama şansı yoksa, gebeliğin sonlandırılması gündeme gelebilir.
Doğumsal kalp hastalığı olan bebekler mutlaka:
- Yüksek riskli gebelik uzmanları,
- Yeni doğan yoğun bakım ünitesi,
- Pediatrik kardiyolog
bulunan, modern cihazlarla donatılmış merkezlerde doğurtulmalıdır.
Eğer kromozom anomalisi veya başka sorun yoksa, bebeğin kalp yetmezliğine girip girmediğini anlamak için düzenli izlem gereklidir.
Gebeliğin Kaçıncı Haftalarında İncelemeler Yapılır?
Yeni bilimsel çalışmalar, incelemelerin 20–24. haftalardan daha erken yapılmasını önermektedir. Özellikle 14–16. haftalarda bazı kalp anomalilerinin tanısı mümkündür.
Anne karnında enfeksiyon, ilaç kullanımı, radyasyon, diyabet veya epilepsi gibi durumlarda risk artar. Bu yüzden ultrason bulguları normal olsa bile fetal ekokardiyografi ve pediatrik kardiyolog değerlendirmesi yapılmalıdır.
Ense Kalınlığı İncelemesi Sadece Down Sendromu İçin mi Yapılır?
Gebeliğin 11–14. haftaları arasında yapılan ense kalınlığı ölçümünde değer 3,5 mm’yi geçerse amniyosentez önerilir. Kromozom anormalliği saptanmasa bile, ense kalınlığı artmış bebeklerde doğumsal kalp hastalığı riski %6’ya kadar çıkar. Bu nedenle fetal ekokardiyografi mutlaka yapılmalıdır.
Doğumsal Kalp Hastalıklarına Anne Karnında Ne Kadar Müdahale Edilebiliyor?
Anne karnında en önemli sorunlardan biri kalp ritim bozukluklarıdır. Kalp atım sayısı 200–450 arasında yükselirse, müdahale şart olur.
Eğer yapısal bir bozukluk yoksa, anneye verilen antiaritmik ilaçlar plasenta yoluyla bebeğe geçer ve ritim düzelebilir.
İlaç Tedavisi ve Gelişen Yöntemler
Kalbi çok hızlı atan bebek yeterli kan pompalayamaz ve kalp yetmezliğine girer. Bu durumda:
- Göbek kordonundan damar yapısına ilaç verilebilir.
- Bebeğin kalp atım hızı düşürülür.
Son yıllarda yapılan araştırmalarda, anne karnında aort ve akciğer damar tıkanıklıklarının balon kateterle açılması gündeme gelmiştir. Ancak bu yöntemler halen dünyada yalnızca birkaç ileri merkezde uygulanmaktadır.