Anne Karnında (Intrauterin) Bebek Kaybı: Sebepler ve Yaklaşım

Nedenleri

Anne karnında gerçekleşen bebek ölümlerinin yaklaşık %50’sinde neden kesin olarak belirlenemez. Ancak sebepleri saptanan vakalarda sıklıkla plasenta ve kordon anomalileri, fetüste gelişim anomalileri, enfeksiyon, gelişme geriliği, annede diyabet, yüksek tansiyon, guatr, otoimmün (bağışıklık sistemi ile ilgili) hastalıklar, kaza veya travma gibi faktörler sorumlu olabilir.

Önceki gebelikte anne karnında bebek ölümü öyküsü bulunması, düşük sosyoekonomik durum, annenin obez veya ileri yaşlı olması, sigara, kokain veya diğer uyuşturucu maddeler ile bazı ilaçların kullanılması, radyasyona maruz kalma, daha önce sezaryen yapılmış olması ve gün aşımı gibi durumlar da riski artırır.

Tekrarlama riski yaklaşık %8–10’dur. Daha önce ölü doğum hikayesi olan gebelerde, sonraki gebeliklerde plasentanın ayrılması (dekolman), erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve sezaryenle doğum olasılığında artış izlenmektedir. Bu nedenle ailelerin yaşadığı üzüntüye destek olunması, tekrarlama riskinin belirlenmesi için danışmanlık verilmesi ve kapsamlı sistemik değerlendirme ile tedavi seçeneklerinin konuşulması önem taşır.

Yaklaşım

Ölü doğumların nedenini anlamada en önemli aşama otopsidir. Eğitimli ve deneyimli bir patolojist tarafından yapılan otopside yenidoğan, plasenta ve kordon sistematik şekilde incelenir, olası enfeksiyonlar, genetik ya da metabolik anomaliler, doğum defektleri araştırılır.

Tekrarlama riskinin yüksek olması nedeniyle benzer hikayesi olan gebelerin gebelik süresince yakın takip edilmesi büyük önem taşır.

Anne karnında bebek ölümlerinin risk artışını belirlemede, biyolojik belirteçlerden de yararlanılır. Gebelik sırasında yapılan ikili ve üçlü tarama testlerinde değerlendirilen PAPP-A, AFP, HCG gibi hormonların anormal değerleri, ilerleyen gebelik haftalarında komplikasyon gelişme riskini artırabilir.

Özellikle düşük PAPP-A seviyeleri, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı ile birlikte görülebilir. Bu nedenle, ölü doğum öyküsü olan gebelerin tarama testlerinde çıkan değerler dikkatle incelenir. Şüpheli bulgularda, gebelik boyunca anne adayları daha sık aralıklarla kontrole çağrılır ve fetüsün durumunu izleyen testler düzenli şekilde uygulanır.

Örnek Vaka

30 yaşındaki kadın hasta, önceki gebeliğinde 28. haftada gelişmiş ölü doğum öyküsü ile merkezimize başvurdu. Ailesinde diyabet öyküsü bulunan hastanın ilk muayenesinde 50 gram oral glukoz tolerans testi, TSH, T3, T4 testleri yapılarak diyabet ve tiroit hastalıkları araştırıldı.

12. haftadaki muayenede fetüste ense kalınlığı, burun kemiği varlığı, duktus venosus kan akımları değerlendirildi ve anneden alınan kanda ikili tarama testi (PAPP-A ve HCG) ölçüldü. PAPP-A düzeyi düşük tespit edildiği için, erken doğum riskini izlemek amacıyla ultrasonla rahim ağzı uzunluğu ölçümü ve fetüsün gelişimi yönünden daha sık aralıklarla kontrol yapıldı. Aileye süreç hakkında detaylı bilgi verildi ve danışmanlık desteği sunuldu.

1