Fetal dönemde saptanan diyafram bozukluğunda modern tedavi seçenekleri
Konjenital Diyafram Hernisi (CDH), bebeğin diyaframında doğuştan oluşan bir açıklık nedeniyle karın içi organların göğüs boşluğuna geçmesiyle oluşan ciddi bir doğumsal anomalidir. Bu durum, akciğerlerin gelişimini engelleyerek pulmoner hipoplaziye (akciğerin gelişememesi) ve doğum sonrası solunum yetmezliğine yol açabilir. CDH, her 2.500–3.000 doğumda bir görülür ve çoğu zaman ikinci trimesterde detaylı ultrasonografi ile tanı konur.
Diyafram Hernisi Neden Önemlidir?
Diyaframdaki açıklıktan mide, bağırsak, karaciğer gibi organların göğüs boşluğuna geçmesi, gelişmekte olan akciğer dokusuna ciddi baskı yapar. Bu da bebeğin doğduğunda kendi başına nefes alma kapasitesini düşürür.
CDH’li bebeklerde:
- Akciğer gelişimi yetersiz kalabilir
- Kalpte basıya bağlı dolaşım bozuklukları gelişebilir
- Pulmoner hipertansiyon riski artar
Bu nedenle CDH, doğum öncesinde ayrıntılı fetal değerlendirme ve gerekirse fetal müdahale gerektiren kritik bir durumdur.
Fetal Tedavi: Balon Yöntemi (FETO)
Eğer bebekte başka bir yapısal anomali saptanmaz, kromozomal incelemeler normal gelir ve fetal kalp değerlendirmesi uygunsa, seçilmiş vakalarda anne karnında tedavi mümkündür. Bu durumda, günümüzde en sık uygulanan yöntem:
Fetoskopik Endotrakeal Balon Oklüzyonu (FETO) yöntemidir.
Bu işlemde, fetoskopi (anne karnında endoskopik görüntüleme) ile bebeğin soluk borusuna (trakea) küçük bir balon yerleştirilir. Bu balon, akciğerlerde sıvı birikmesine neden olarak akciğer dokusunun büyümesini uyarır. Yaklaşık 4–6 hafta sonra balon tekrar çıkarılır. Doğumdan sonra, bebekteki solunum kapasitesinin arttığı ve cerrahi şansının iyileştiği gözlemlenir.
FETO Kimlere Uygulanabilir?
Fetoskopik Endotrakeal Balon Oklüzyonu (FETO), yalnızca belirli kriterleri karşılayan bebeklerde uygulanabilen bir fetal tedavi yöntemidir. Bu yöntem özellikle ağır solunum yetmezliği riski taşıyan konjenital diyafram hernili (CDH) bebekler için önerilir.
Genellikle tek taraflı (özellikle sol) diyafram hernisi olan, karaciğerin göğüs boşluğuna taşındığı, yani torasik yerleşimli olduğu vakalar yüksek risk grubuna girer.
Lung-to-Head Ratio (LHR) değeri 1.0’ın altında olan olgularda, akciğer gelişiminin ciddi şekilde sınırlı olduğu düşünülür. Aynı zamanda, kromozomal anomalisi olmayan ve fetal kardiyak yapısı normal olan bebekler bu tedaviye aday kabul edilir.
Kısacası, doğum sonrası solunum desteğiyle yaşama şansı düşük olan bebeklerde, akciğer gelişimini hızlandırmak amacıyla FETO uygulanabilir.
Yüksek riskli grup kabul edilen bu duurmlarda bebekler, fetal balon tedavisinden fayda görebilir.
Tedavi Nerede ve Kimler Tarafından Uygulanır?
FETO işlemi, sadece deneyimli fetal cerrahi merkezlerinde uygulanmaktadır. Bu girişimler multidisipliner bir ekip tarafından yürütülür; perinatolog, pediatrik cerrah, yenidoğan uzmanı ve fetal radyoloji iş birliği ile yönetilir.
Prof. Dr. Arda Lembet, Türkiye’de fetal tedaviye yönelik ilk uygulayıcılar arasında yer almakta olup, yüksek riskli gebeliklerde en güncel, uluslararası kılavuzlara uygun yaklaşımı benimsemektedir.
Doğum Sonrası Takip ve Cerrahi Yaklaşım
FETO işlemi, doğum sonrası yapılacak tedavileri tamamen ortadan kaldırmaz; ancak yenidoğan döneminde solunum kapasitesini artırarak cerrahiye daha güçlü bir başlangıç sağlar.
Bu bebeklerin çoğu, doğumdan sonra yenidoğan yoğun bakım ünitesinde izlenir. İlk günlerde solunum desteği gerekebilir; bazı bebeklerde mekanik ventilasyon veya oksijen tedavisi uygulanır.
Diyaframdaki açıklık, genellikle ilk haftalar içinde planlanan bir operasyonla cerrahi olarak onarılır. Bu süreçte bebeğin akciğer gelişimi, kalp fonksiyonları ve genel durumu yakından takip edilir.
FETO, doğum sonrası yapılacak cerrahinin teknik başarısını doğrudan etkilemese de, bebeğin ameliyata hazır hale gelmesini kolaylaştırır ve genel sağkalım oranlarını artırır. Takip süreci, her bebeğin klinik tablosuna göre kişiselleştirilmiş olarak planlanır.
Bilimsel Veriler Ne Söylüyor?
Güncel verilere göre, uygun vakalarda FETO uygulaması, şiddetli CDH olgularında yenidoğan sağkalım oranlarını %75’e kadar yükseltebilmektedir. İşlemin başarı oranı, gebeliğin takibinin kalitesine ve deneyimli merkezde uygulanmasına bağlı olarak değişir.
Fetal diyafram hernisi tanısı aldıysanız, detaylı değerlendirme ve kişiselleştirilmiş planlama için randevu alabilirsiniz.