Tekrarlayan Tutunma Başarısızlığı Nedir?
Tüp bebek tedavisi, birçok aile için gebeliğe ulaşmanın etkili yollarından biridir. Ancak bazı hastalarda, defalarca yapılan yüksek kaliteli embriyo transferlerine rağmen gebelik elde edilemeyebilir. Bu duruma tekrarlayan tutunma başarısızlığı, tıbbi literatürde bilinen adıyla Recurrent Implantation Failure (RIF) denir.
RIF, çalışmalara göre farklı şekillerde tanımlansa da genelde iyi kalitede bir veya iki embriyonun transfer edildiği en az üç başarısız tüp bebek denemesi olarak kabul edilir. Bu durumda standart uygulamalar yerine daha ileri tanısal yaklaşımlar gereklidir.
RIF’ın Bilinen Nedenleri
Tekrarlayan tutunma başarısızlığına yol açan etkenler, çoğu zaman rahim içinde embriyonun yerleşmesini engelleyen sorunlarla ilişkilidir. Bunlar arasında:
- Endometrium hiperplazisi (rahim zarı kalınlaşması)
- Submüköz miyom veya polipler
- Kronik endometrit (rahim içi enfeksiyon ve inflamasyon süreçleri)
- Rahim içi yapışıklıklar yer alır.
Ayrıca hidrosalpenks (tüplerin uç kısımlarının sıvı dolması), embriyonun kromozomal bozukluk oranının artması ve bazı pıhtılaşma eğilimleri (trombofili) de RIF riskini yükselten faktörlerdir.
Tutunma Penceresi ve Zamanlama Sorunu
Bilimsel çalışmalar, rahim zarının (endometrium) embriyoyu kabul edebilmesi için sadece belirli bir zaman aralığında biyolojik olarak hazır hale geldiğini göstermiştir. Bu “tutunma penceresi”, çoğu kadında progesteron kullanımı sonrası standart bir döneme denk gelir. Ancak bazı hastalarda bu süre daha erken veya daha geç açılabilir.
Eğer embriyo transferi sırasında rahim zarı henüz reseptif değilse ya da reseptivite süresi geçmişse, tutunma gerçekleşmez. Bu durumun fark edilmesi, embriyo kalitesi mükemmel olsa bile gebelik şansını ciddi şekilde azaltır.
ERA Testi Nedir ve Nasıl Uygulanır?
Bu ihtiyaca yönelik geliştirilen ERA testi (Endometrial Receptivity Analysis), rahim zarının genetik aktivitesini analiz ederek transfer için en doğru günü belirlemeyi sağlar. ERA, endometriumda embriyonun tutunma döneminde aktifleşen veya azalan 238 geni değerlendirir.
Kliniğimizde ERA testi süreci şu şekilde ilerler:
Önce standart tüp bebek tedavisi yapılır ve elde edilen embriyolar dondurulur. Sonrasında rahim zarı örneklemesi planlanır. Eğer hasta doğal döngüsünde izleniyorsa, LH hormon artışı takip edilir ve LH yükselişinden 7 gün sonra biyopsi yapılır. Hormon desteğiyle endometrium hazırlanıyorsa, progesteronun 5. günü örnekleme gerçekleştirilir.
Alınan örnek laboratuvara gönderilir ve özel yazılım aracılığıyla analiz edilir. Sonuçta rahim dokusunun reseptif (embriyoyu kabul etmeye hazır) veya non-reseptif (henüz hazır değil) olduğu raporlanır.
ERA Testi Sonuçları Nasıl Yorumlanır?
Test raporu reseptif çıktığında, embriyo transferi planlandığı gün yapılır. Eğer non-reseptif sonucu alınırsa, embriyonun transfer edileceği en uygun gün belirlenir. Transfer bir sonraki siklusta tam bu zamana denk gelecek şekilde kişiye özel planlanır.
İlk bilimsel veriler, ERA testinin RIF hastalarının önemli bir bölümünde tutunma penceresinin standart zamandan farklı olduğunu ortaya koyduğunu göstermektedir. Transferin bu güne göre planlanması, gebelik oranlarını anlamlı şekilde artırabilir.
ERA Testinin Başarı Oranına Katkısı
Bugüne kadar yapılan çalışmalar, ERA testinin uygulandığı hastalarda gebelik elde etme oranlarının %20-30 oranında yükseldiğini göstermektedir. Bu yaklaşım, embriyonun kalitesinin ötesinde rahim zarının biyolojik zamanlamasının da önem taşıdığını vurgular.
Kliniğimizde tüp bebek tedavisi, sadece embriyo kalitesine odaklanmakla kalmaz, rahim zarının en uygun zamanlamasını belirleyerek kişiselleştirilmiş embriyo transferi sağlar. Böylece çiftlerin gebelik yolculuğu daha güvenli, bilinçli ve yüksek başarı şansı ile sürdürülür.