Laporoskopi

Laparoskopik Cerrahi Nedir?

Laparoskopik cerrahi, genel anestezi altında yapılan, karın bölgesine büyük kesi açılmaksızın gerçekleştirilen kapalı cerrahi yöntemidir. Göbek içinde yaklaşık 1 cm’lik bir kesi açılarak karın boşluğu özel bir gaz yardımıyla şişirilir. Daha sonra bu alana laparoskop adı verilen optik bir kamera yerleştirilir. Kamera görüntüsü monitöre aktarılır ve operasyon bu görüntü eşliğinde gerçekleştirilir. Kasık bölgesine ve alt karına açılan küçük deliklerden cerrahi aletler ilerletilir. Bu yöntem, hastaya klasik açık ameliyatlara göre birçok avantaj sunar: daha hızlı iyileşme, daha az ağrı ve daha az enfeksiyon riski.

Günümüzde laparoskopi sadece yumurtalık kisti çıkarılması, yapışıklık açılması veya kısırlık araştırması gibi işlemlerde değil; rahim alınması (histerektomi), miyom çıkarılması, erken evre yumurtalık kanseri operasyonları gibi birçok önemli jinekolojik operasyonda da başarıyla kullanılmaktadır. Özellikle kilolu ya da şeker hastalığı bulunan kadınlarda, klasik cerrahiye göre yara iyileşmesinde önemli kolaylık sağlamaktadır.

Laparoskopik Cerrahi Kullanım Alanları

Miyomektomi, rahimde oluşan iyi huylu tümörlerin (miyomların) kapalı yöntemle çıkarılması işlemidir. Miyomlar rahimde büyüyen, çoğu zaman kansere dönüşmeyen kitlelerdir. Her boyuttaki ve sayıdaki miyom, laparoskopi (karın içine kamera ile girilen yöntem) sayesinde kolayca alınabilir. Özellikle rahmin iç yüzeyine yakın olan miyomlar (submüköz miyomlar) bu yöntemle güvenle çıkarılır. Bu sayede hastalar daha az ağrı yaşar ve çok daha hızlı toparlanır.

Yumurtalık kistlerinin çıkarılması, ilaçla tedaviye yanıt vermeyen bazı kistlerin kapalı cerrahiyle temizlenmesidir. Örneğin endometriozis (rahim iç dokusunun yumurtalığa yerleşmesi) veya dermoid kist (içinde saç, yağ gibi dokular barındırabilen kist) durumlarında laparoskopi tercih edilir. Bu sayede yumurtalığın sağlıklı dokuları korunur ve çevresindeki organlara zarar verilmez.

Çikolata kisti (endometrioma), özellikle endometriozis hastalığında görülen ve içinde koyu kahverengi sıvı bulunan kisttir. Kapalı cerrahi ile bu kistler yumurtalığa zarar vermeden çıkarılır.

Adneksiyel kitle ve apselerin tedavisi, yumurtalık ve çevresinde oluşan kistik yapılar veya iltihap birikimlerinin laparoskopik yöntemle temizlenmesidir. Bu sayede karın açılmadan hastalık kontrol altına alınır.

Laparoskopik histerektomi, rahmin tamamen çıkarılması işlemidir. Özellikle aşırı adet kanaması, çok sayıda miyom, rahim duvarında kalınlaşma ya da erken evre rahim kanseri olan hastalarda uygulanır. Kapalı yöntemle yapıldığı için iyileşme süresi kısalır ve hastanede kalma süresi azalır.

Salpenjektomi, fallop tüplerinin çıkarılması işlemidir. Dış gebelik (gebelik ürününün tüpte gelişmesi), hidrosalpenks (tüplerin sıvı dolarak şişmesi) veya pyosalpenks (tüplerin iltihap dolması) durumlarında uygulanır. Özellikle tüp bebek tedavisi planlanan hastalarda, tüplerde sıvı birikmesi gebelik şansını düşürdüğü için önceden alınması önerilir.

Tübal reanastomoz, daha önce doğum kontrol amacıyla bağlanmış tüplerin tekrar açılması işlemidir. (Halk arasında “tüplerin yeniden açılması” olarak bilinir.)

Ooferektomi, yumurtalıkların çıkarılması ameliyatıdır. (Örneğin büyük kist, tümör veya ciddi enfeksiyon durumlarında yapılır.)

Presakral nörektomi, uzun süren ve tedaviye dirençli kasık-pelvik ağrıların giderilmesi için bazı sinirlerin kesilmesi işlemidir.

Serviks ve over kanseri ameliyatları, erken evrede yakalanan rahim ağzı ve yumurtalık kanserlerinin kapalı yöntemle çıkarılmasıdır.

Dış gebelik ameliyatları, rahim dışında, genellikle tüpte gelişen gebeliklerin kapalı cerrahiyle temizlenmesidir. Bu sayede tüp korunabilir ve kanama durdurulur.

Tüp ligasyonu, fallop tüplerinin kalıcı olarak bağlanması işlemidir. (Halk arasında “tüplerin kapatılması” diye bilinir ve kesin doğum kontrol yöntemidir.)

Neosalpingostomi, tüplerin ucunun tıkalı olduğu durumlarda, yeniden açılarak yumurtayla spermin buluşma şansının artırılması işlemidir.

Ektopik Gebelik (Dış Gebelik) Tedavisi

Ektopik gebelikte tedavi seçimi; hastanın klinik bulgularına, laboratuvar sonuçlarına ve ultrasonografiye göre yapılır. En önemli faktör, erken teşhistir.

Tıbbi İzlem

Eğer tüpler hasar görmemişse ve kanama yoksa, hastanın genel durumu iyiyse düzenli takip yeterli olabilir. Beta-HCG düzeyi genelde 1000 IU/L’nin altındadır ve düşüş eğilimindedir. Günlük veya gün aşırı ultrason ve beta-HCG kontrolü yapılır.

Tıbbi Tedavi

Metotreksat enjeksiyonu uygulanır. Beta-HCG seviyesi yüksek olmayan, embriyoda kalp atımı gözlenmeyen, kitlenin çapı 3-4 cm’yi aşmayan hastalar için uygundur. Tedavi öncesi kan sayımı, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri yapılır. Başarı oranı yüksektir ve çoğu kadında sonrasında rahim içi gebelik elde edilebilir.

Cerrahi Tedavi

Eğer iç kanama gelişmişse ya da klinik bulgular kötüleşirse acil cerrahi gerekir. Laparoskopi, son yıllarda en çok tercih edilen yöntemdir. Daha az kan kaybı, kısa hastanede kalış ve hızlı iyileşme sağlar. Laparoskopi sırasında genellikle salpingostomi ile gebelik materyali çıkarılır. Tüp korunamayacak durumdaysa salpenjektomi yapılır.

1