Mol gebelik, her kadının yaşamında karşılaşabileceği ancak toplumda yeterince bilinmeyen ciddi bir gebelik komplikasyonudur. Halk arasında üzüm gebeliği olarak da bilinen bu durum, döllenme sırasında meydana gelen genetik bir hata nedeniyle oluşur. Yumurta hücresi ile spermin birleşmesi sırasında genetik materyalin anormal dağılması sonucunda rahim içinde üzüm tanesine benzeyen içi sıvı dolu kesecikler gelişir. Bu hastalık, gebelik ürününün normal gelişememesi ve trofoblastik hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile karakterizedir. Mol gebelik, gestasyonel trofoblastik hastalıklar (GTH) grubunda yer alır ve dikkatli takip gerektirir.
Mol Gebelik Türleri
Mol gebelik, Komplet Mol Hidatiform, Parsiyel Mol Hidatiform, İnvazif Mol, Koryokarsinoma ve Plasental trofoblastik tümör olmak üzere beş ana grupta sınıflandırılır. Komplet mol durumunda bebeğe ait hiçbir yapı gelişmez, rahim tamamen şişmiş şeffaf keseciklerle doludur ve tüm genetik materyal babadan gelir. Parsiyel mol durumunda ise bebeğe ait tanınabilir dokular oluşabilir, fakat genetik materyal üç kat artmıştır. İnvazif mol, rahim kas dokusuna kadar yayılım gösterir. Koryokarsinoma, kötü huylu kanserleşme riski taşıyan ve metastaz eğilimi yüksek olan özel bir formdur. Çok nadir görülen plasental trofoblastik tümör ise plasentanın rahme yerleştiği bölgeden köken alır ve genellikle kemoterapiye dirençli seyreder.
Mol Gebelikte Risk Faktörleri
Mol gebelik en sık doğurganlık çağındaki kadınlarda görülür ve bazı risk faktörleri hastalığın ortaya çıkma olasılığını artırır. 15 yaşından küçük veya 40 yaşından büyük kadınlarda, mol gebelik daha sık gelişir. Daha önce mol gebelik öyküsü olanlarda tekrar etme riski belirgin yükselir. Ayrıca A vitamini eksikliği, hiç doğum yapmamış olmak, çok düşük yapmak, eşin yaşının 45’in üzerinde olması, hormonal dengesizlikler ve genetik yatkınlık risk faktörleri arasındadır. Çok sayıda doğum yapmanın kısmen koruyucu etkisi olduğu bilinmektedir.
Mol Gebelik Belirtileri
Mol gebelik çoğunlukla adet gecikmesi ile başlar ve normal gebelik belirtilerini taklit eder. En sık görülen semptom, koyu kahverengi veya yoğun vajinal kanamadır. Bazı kadınlarda vajinadan üzüme benzer tanecikler gelebilir. Şiddetli bulantı, kusma, halsizlik ve karında hızla büyüyen şişlik sık görülen diğer belirtilerdir. Beta-HCG hormon seviyeleri olağanüstü yüksek ölçülür ve rahmin gebelik haftasına göre beklenenden çok daha büyük olduğu fark edilir. Erken dönemde ortaya çıkan yüksek tansiyon (preeklampsi bulguları) veya tiroid hormonlarının aşırı yükselmesine bağlı hipertiroidi belirtileri de gözlenebilir.
Mol Gebelikte Tanı
Tanı çoğunlukla ultrasonografi ve kan testleri ile konur. Ultrasonografi sırasında tipik olarak gebelik kesesi yerine rahim içinde üzüm salkımını andıran görüntüler izlenir. Beta-HCG düzeyinin, gebelik haftasına göre beklenenden çok yüksek olması tanıyı destekler. Parsiyel mol varlığında, ultrasonografi incelemesi daha dikkatli yapılmalı ve plasenta detaylı değerlendirilmelidir. Gerektiğinde histopatolojik inceleme tanıyı kesinleştirir.
Mol Gebelik Tedavisi
Tedavi, çoğunlukla vakum aspirasyonu ile rahmin steril ameliyathane koşullarında boşaltılmasıdır. İşlem öncesinde hastalar preeklampsi, hipertiroidi, anemi ve metastaz açısından değerlendirilmelidir. Bazı durumlarda rahmin büyüklüğüne bağlı olarak histerotomi (karından rahim boşaltılması) gerekebilir. Çocuk istemeyen ileri yaş hastalarda histerektomi (rahmin tamamen çıkarılması) tercih edilebilir. İşlem sonrası komplikasyon riski normal kürtaja göre daha yüksektir, bu nedenle mutlaka deneyimli bir uzman tarafından yapılmalıdır.
Mol Gebelikte Takip ve Tekrar Riski
Rahmin boşaltılmasından sonra hastanın düzenli takip edilmesi çok önemlidir. Genelde 12 ay boyunca izlem önerilir. Beta-HCG düzeyi, işlem sonrası hızla düşer ve çoğu hastada birkaç hafta içinde normale döner. Üç kez negatif sonuç elde edilene kadar haftalık, sonrasında altı ay boyunca aylık, daha sonra iki ayda bir kontrol yapılır. Ayrıca üç ayda bir jinekolojik muayene ve gerekirse akciğer grafisi çekilmelidir. Bu süre zarfında hamile kalınmaması önerilir ve doktor tarafından doğum kontrol hapı başlanır. Bu yöntem hormon seviyelerini baskılayarak beta-HCG ölçümlerinin daha sağlıklı değerlendirilmesini sağlar.
Ne Zaman Doktora Başvurmalısınız?
Mol gebelik şüphesi oluştuğunda veya belirtiler ortaya çıktığında vakit kaybetmeden bir kadın sağlığı uzmanına başvurmak hayati önem taşır. Özellikle şiddetli vajinal kanama, yoğun bulantı ve kusma, karında hızla büyüyen şişlik, vajinadan üzüme benzer dokular gelmesi, ani tansiyon yükselmesi ya da bayılma gibi durumlar acil değerlendirme gerektirir.
Kliniğimizde mol gebelik sürecine sadece tedavi odaklı değil, bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşıyor; hormonal, metabolik ve psikolojik faktörleri birlikte değerlendirerek kişiselleştirilmiş bakım planı oluşturuyoruz.